“Rebeka” şarkısıyla tanınan Akın, NTVRadyo’nun Albüm adlı programında Zeynepgül Alp ile sohbet etti.
Bir sürü şarkıyı dinleyenlerinize bırakıp bir anda ortadan kayboldunuz. Nasılsınız? Nerelerdesiniz?
Covid zamanı Antalya’ya taşındık. 3 senedir de buradayız. Tam o sırada bu Covid jenerasyonu olan oğlumuz dünyaya geldi. Bütün zamanımızı enerjimizi o alıyor, çok da mutluyuz bundan.
Şimdi ilk albüm günlerine gidelim. 1995 yılının haziran ayında geldi ve bir anda her yerde sizin şarkılarınız çalar oldu. “Suskun Yüreğim”, “Rebeka”, “Çılgın Geceler” albümün hitleriydi. Nasıl çıkmıştı o albüm fikri ve o ilk albümün heyecanı nasıldı?
Aslında 1990-1995 arası Amerika’ydım. ODTÜ Ekonomi mezunuyum. Orada da medya üzerine master yapıyordum. O zaman ona heves etmiştim. Amerika’nın son 1 senesinde biraz kalışımı da uzatmak istemiştim. Türk müzisyenlerle tanışmıştım. Amerika’da barlarda rock yapıyordum. Oradaki arkadaşlar beni ikna ettiler. Amerika’da nereye kadar gidebilirsin ki dediler ve orada Türkçe kayıtlara başladık.
“REBEKA’NIN BU KADAR TUTACAĞINI HİÇ TAHMİN ETMEMİŞTİK”
Bu hit olan şarkılar orada mı çıktı?
“Çılgın Geceler”in kaydı orada bitmişti. “Suskun Yüreğim” burada çıktı. Egeliyim aslında, yurt dışında da bu tür şeyler çok kabarıyor. O da Suskun Yüreğim’e çok işledi. “Rebeka” albüme en son giren şarkıydı. Albüm çıkıyor artık. Başka şarkıya klip çektik. Osman Yağmurdereli’yle çalışıyorduk. Rebeka’yı bana en son getirdiler. Sevgili Levent Devrimbaş ve Erkan Okur’un, sözleri de Ayşegül Okur’undur. Hadi bir dinleyelim, dedik. Şarkıya aşık oldum. Yetiştirdik albüme. Osman ağabey albüm çıktıktan sonra dinledi. İlk klibi buna çekmek lazımdı, nasıl bana haber vermediniz, dedi. Sonra klibi çektik ve o çıkış şarkısı gibi oldu. “Rebeka”yı çok sevdim ama bu kadar çıkış yapacağını beklememiştik.
İlk albümden iki yıl sonra Alem albümü geldi. Sonra siz 2 sene Fransa’ya gittiniz. O dönem hep bir İngilizce albüm yapma telaşı da vardı. Siz de öyle bir şey için mi hazırlanıyordunuz? Bugün olsa yine aynı şeyi yapar mıydınız? Yoksa burda kalıp daha da odaklanır mıydınız?
Bugün olsa aynı şeyi yapardım, ama doğru olan Türkiye’de kalıp yaptığım işe odaklanmakmış. Ama bu kanaate şimdi vardım. O dönemki düşünceyle bir kere denemek de lazımdı. İnsan müziğin içine girince her şeyi denemek istiyor. Hep aynı şeyi yapmak beni tatmin etmezdi. Mutsuz olurdum diye düşünüyorum. Erkan Özarman Fransa’ya çok sık gidiyordu. Fransa Sony’de Raul isminde yetenekleri keşfeden biri Rebeka’yı dinlemiş çok beğenmiş. Gelsin burada çalışmalar yapalım demiş.
Kalktık gittik, Fransa’ya da babamın işleri sebebiyle yabancı değilim, ilk yabancı dilim de Fransızca. Faslı bir müzisyenle bir yıl çalıştık. Tam olacak gibiydi, oldu mu derden, Fransa’da Tarkan’ın da yol açtığı bir dönemi yaşıyoruz. Bir gün Raul’ün yanına gittim birkaç resim attı önüme, bir kız. Bir de demo koydu, bak bu kıza da başladık dedi. Baktım Kolombiyalı bir genç kız, Shakira (gülüyor). Sonra görüşmelerimiz azalmaya başladı. Adam yanlış hatırlamıyorsam Shakira’yı ilk keşfedenlerden biri. Sonra bana hemen git de demedi ama Türkiye’de zaten 2 yılda bir albüm yapılıyor. O sırada stüdyoya girerim dedim, albüme çalışalım dedim. Öylece geri döndük.
“YAŞADIĞIMIZ ZAMANIN KEYFİNİ ÇIKARDIK”
Sonrasında albümler devam etti 2002’de Ateş ve Su geldi. Boşver ve Kız Milleti hitler arasına girdi. Sonra 7 yıllık bir albümsüz dönem ve 2009’da “Adrenalin” geldi.
Serdar Ortaç’la arkadaşlığımızın çok geliştiği bir dönemdi. Biraz da böyle gezmeyi tozmayı da sevdik (gülüyor). Yaşımız da uygundu. Keyfini çıkardık. Biraz ağırdan aldım. Sonra Adrenalin albümünü yaptık.
“OĞLUM ŞARKICI OLDUĞUMU BİLMİYOR”
2012’den sonra da artık bir daha görmedik sizi. Ondan sonra ne yaptınız? Aslında çok tatlı bir sebebiniz var, oğlunuz da dinliyor mu sizi?
Sondan başlayayım, beni daha hiç dinlemedi. Ben Michael Jackson’ı çok severdim gençken, arkadaş grubumuzla “Beat It” klibindeki gibi giyinir gezerdik. Michael Jackson’ın o şarkısını o da çok seviyor dinliyor, benden istiyor. Yine Queen’i ben severdim, o da çok seviyor. Banyoda falan şarkı açmamı istiyor benden, söylüyor. Ben de gülmekten ölüyorum. Ama daha benim şarkılarımı dinlemedi henüz, bir gün dinletirim ama. Hatta bazen ben şarkı söylerken gelip ağzımı kapatıyor. Beni şarkıcı olarak bilmiyor, baba olarak biliyor (gülüyor)
NTVRadyo’nun yeni programı Albüm’de Zeynepgül Alp, 90’lı yılların yıldızlarını ağırlıyor Onun dışında eşimle 2008’de tanıştık. Sabah 6’da kalkar, akşam 10’da yatar. Bizim de o zamanlar yattığımız saat sabah 7 mi, 8 mi? Mümkün değil yani bir arada olmak. Ya ben ona uyacaktım, ya o bana uyacaktı. Sağlıklı olan benim ona uymamdı. Yaşım da 40’lara gelmişti. Ben elimi ayağımı gece hayatından çektim. Sonra reklam müziği yaptım. Sonra da aileden kalma bir yerimiz vardı, kentsel dönüşüme girmesi gerekiyordu. Babamdan dolayı inşaat işlerini de biliyordum. O işlere girdim ve çok da sevdim. Sonra Covid geldi, Antalya’ya taşındık, fakat aklımın bir tarafında bitmiş değil, hala yapabilirim, bu müzik için de geçerli.
“35’İNCİ YIL ALBÜMÜ YAPACAĞIM”
Var mı peki bizim duymadığımız yeni çalışmalar?
Evet konunun buraya geleceğini biliyordum (gülüyor). Var. Müzik bir kere içinize girdi mi bir daha çıkmıyor. 25’inci yılımda bir akustik albüm yapayım dedim. Covid geldi. Şimdi 30’a çalışmayı istiyorum. Kısmetse 2025’e bir 30’uncu yıl albümü yapacağım. Kendi sevdiğim şarkıları yapacağım. Oldu oldu, olmadı 35’e bakacağız artık (gülüyor).
Albüm Her hafta Cumartesi 9.15, Pazar 19.15’te NTVRadyo’da yayında.
Akın’ın konuk oduğu bölümünü kaçıranlar podcast kayıtlarını dinleyebilir.
AKIN BÖLÜMÜ PODCAST’İ (TIKLA-DİNLE)
Bir yanıt yazın