Burgess, küresel ısınmanın yol açtığı sıcaklık rekorları, dünyadaki aşırı hava olaylarının sıklığındaki artış ve okyanuslardaki aşırı ısınmanın nedenlerine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Küresel sıcaklık rekorlarıyla atmosferdeki sera gazı emisyon yoğunluğu arasında doğrudan korelasyon olduğunu dile getiren Burgess, şu anda küresel sıcaklıkların sanayi öncesi ortalamanın 1,2 derece üzerinde ve bunun atmosferdeki karbondioksit ve metan miktarıyla doğru orantılı olduğunu anlattı.
Burgess, artan emisyonlar sonucu sıcak hava dalgalarının yaşandığını vurgulayarak, “Haziran 2023, dünyada kayıtlardaki en sıcak haziran oldu. Temmuzun ilk günlerinde tüm zamanların en sıcak günlerini yaşadık ve Ağustos 2016’daki rekor sıcaklık değerleri aşıldı. Temmuzda en sıcak 3 haftalık dönemin ardından, Temmuz 2023 kayıtlardaki en sıcak ay oldu. Bu eğilimler karşısında şaşırmıyoruz çünkü atmosferdeki sera gazı emisyonları yoğunluğu arttıkça küresel sıcaklıkların da artacağını biliyoruz.” diye konuştu.
Ağustos ve gelecek birkaç ay karasal alanların ortalamadan daha yüksek sıcaklık yaşanmasının beklendiğini aktaran Burgess, sıcaklıkların ortalamadan yüksek olmasının dünyanın her yerinde aynı şekilde yaşanacağı anlamına gelmediğini de söyledi.
Burgess, sıcaklık rekorlarına ilişkin öngörülerini şöyle anlattı:
“İstatistikleri hesaplamamız için ağustosun sonuna kadar beklememiz gerekir ancak kayıtlardaki en sıcak haziran ve temmuzda da beklentileri aşan değerlerle en sıcak ayın yaşanmasının ardından, bu yaz çok yüksek ihtimalle gördüğümüz en sıcak yaz olacak. Yılın bu zamanına kadar geçen 7 aya baktığımızda, her ayın aşağı yukarı en sıcak ilk 5 ay arasında, haziran ve temmuzun ilk sırada olduğunu görüyoruz. Kuzey yarımkürede sonbahar ve kış sıcaklığının bu eğilimde devam etmesi durumunda, 2023 de en sıcak olmasa da kesinlikle en sıcak 3 yıldan biri olacak. Ancak bu sonbahar ve kış döneminde göreceğimiz değerlere bağlı.”
Kara alanlarının küresel ortalamadan daha hızlı ısındığına işaret eden Burgess, diğer yandan deniz yüzeyi sıcaklıklarının da rekor kırdığını dile getirdi.
Burgess, özellikle Kuzey Atlantik’teki sıcak hava dalgalarının yaşandığını ve şu anda sıcak suyun Kuzey Atlantik’in batısına doğru hareket ederek Kanada kıyılarına geçtiğini söyledi.
Akdeniz’deki deniz yüzeyi sıcaklığında da en sıcak değerlerin kaydedildiğini ifade eden Burgess, “Beklenti, Akdeniz’deki sıcaklık değerlerinin artmaya devam edeceği yönünde.” dedi.
EL NİNO ETKİSİ
Burgess, dünyada El Nino koşullarının başladığını ve Peru ve Ekvator kıyılarında El Nino’nun etkisiyle deniz yüzeyi sıcaklığının yükseldiğini anlattı.
Bu sıcak suyun şu anda Pasifik üzerinden Avustralya ve Endonezya’ya doğru hareket ettiğini aktaran Burgess, “El Nino etkisinin artmaya devam edeceğini bekliyoruz. Küresel sıcaklıklar ve El Nino’nun gelişimi arasında direkt bir korelasyon yok. Dünya çapında yaşanan sıcak hava dalgaları, güneş radyasyonu ve sera gazı emisyonlarındaki artış, hepsi birlikte rekor sıcaklıklara yol açtı.” diye konuştu.
AŞIRI HAVA OLAYLARININ HER YIL TEKRARLANMA RİSKİ VAR
Dünya ısındıkça aşırı hava olaylarının sıklığı ve yoğunluğunun giderek artacağını belirten Burgess, “Tam olarak tahmin etmesi zor olsa da, aşırı hava olayları her yıl tekrarlanabilir. Bu olaylar hiçbir zaman birebir aynı olmayacak ama daha fazla olacağını biliyoruz.” uyarısında bulundu.
Burgess, bu nedenle emisyonları hızla azaltmanın ve net sıfır seviyesine çekmenin çok önemli olduğunun altını çizdi.
Paris Anlaşması’nda küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlanmak üzere hükümetlerin taahhütte bulunduğunu anımsatan Burgess, “Küresel sıcaklık artışı şu an zaten 1,2 dereceye ulaştı. Önümüzde çok kısıtlı bir bütçe var.” dedi.
Burgess, birçok hükümetin taahhütte bulunmasına rağmen pratikte buna göre hareket etmediğini söyledi. Küresel sıcaklık artışının haziran ve temmuzda 1,5 dereceyi geçici bir şekilde aştığını da belirten Burgess, şunları kaydetti:
“Bu, Paris Anlaşması’ndaki 1,5 derece eşiğinin aşıldığı anlamına gelmiyor. Bu eşik ancak uzun vadede, 10 yıl gibi bir sürede aşılırsa bu anlama gelir. 1,5 derece eşiğini aşma ihtimali de var ama önlenebilen her artışın önemi var. Alabileceğimiz tüm aksiyonlar bizi net sıfır emisyona daha erken ulaştırabilir ve böylece iklimi dengeleyerek etkilerini azaltabiliriz. İklimi ne kadar erken dengelersek, o zaman bu aşırı ve yıkıcı olayları durdurabiliriz. İklimi tam anlamıyla dengeleyene kadar aşırı hava olayları yine olacaktır ama en azından sıklığı ve yoğunluğu azalmaya başlayacaktır.”
TEMMUZDA KÜRESEL ORTALAMA SICAKLIK REKOR KIRDI
Copernicus verilerine göre, 6 Temmuz 17,08 dereceyle dünyada kayıtlardaki en sıcak gün oldu.
Küresel ortalama sıcaklığın 16,95 dereceye ulaştığı 1-23 Temmuz günlerindeki sıcaklık değerlerine dayanarak, Temmuz 2023’ün kayıtlardaki en sıcak ay olacağı hesaplandı. Daha önceki en sıcak ay 16,63 dereceyle Temmuz 2019’da kaydedilmişti.
Bu dönemde küresel deniz yüzeyi sıcaklığı da 20,9 dereceyle en yüksek seviyeyi gördü.
Küresel ortalama sıcaklığın 16,51 derece olduğu Haziran 2023, kayıtlardaki “en sıcak haziran” olmasının yanı sıra en sıcak 7’nci ay oldu.
Bir yanıt yazın